9312,13%-0,10
38,28% 0,05
43,71% 0,05
4098,05% -1,50
6690,48% -2,29
Geçtiğimiz günlerde yaşanan 6.2 büyüklüğündeki deprem, Türkiye'nin pek çok bölgesinde şiddetli şekilde hissedildi. Özellikle merkez üssüne yakın yerleşim alanlarında büyük panik yaşanırken, binalardan sokağa dökülen vatandaşlar art arda gelen sarsıntılarla uykusuz geceler geçiriyor. İlk şokun ardından en çok merak edilen konulardan biri ise artçı depremler oldu. “Artçı nedir?”, “Ne zaman biter?”, “Daha büyük bir deprem olur mu?” gibi sorular gündemi meşgul ediyor.
Artçı depremler, ana depremden sonra meydana gelen ve genellikle daha küçük şiddette olan sarsıntılar olarak tanımlanıyor. Ancak bu ‘küçük’ tanımı, vatandaşın hissettikleri karşısında pek de rahatlatıcı olmuyor. Peki gerçekten ne oluyor? Bu titreşimler neden devam ediyor? Toplumda oluşan panik hali ne kadar gerçekçi? Uzmanlar bu konuda net: “Deprem bitti diye her şey bitmez!” diyor. Peki artçılar ne kadar sürecek, bu süreçte neler yapılmalı? Gelin, bu konuyu detaylıca irdeleyelim.
6.2 büyüklüğündeki son sarsıntı sonrası sokaklarda kurulan çadırlarda kalan vatandaşlar, “Şimdi ne olacak?” sorusuna yanıt arıyor. Özellikle geceleri gelen artçı depremler, uykusuzluk ve kaygıyı daha da artırmış durumda. İnsanlar bir yandan evlerine girmeye korkuyor, diğer yandan ne zaman normale döneceklerini bilmiyor.
Kandilli Rasathanesi ve AFAD gibi resmi kaynaklardan gelen açıklamalarda, depremin ardından artçıların bir süre devam edeceği belirtiliyor. Ancak bu süre konusunda net bir zaman verilemiyor. Zira her depremin karakteri farklı ve buna göre artçıların süresi de değişebiliyor.
Birçok kişi artçı depremleri bağımsız bir sarsıntı gibi algılıyor. Oysa durum öyle değil. Ana deprem, yer kabuğundaki büyük bir enerji boşalmasını temsil ederken; artçılar bu boşalan enerjinin çevredeki faylarda yarattığı kırılmalarla devam eden sarsıntılardır.
Genellikle ana depremin büyüklüğüne bağlı olarak artçıların süresi belirlenir. Uzmanlar, 6 ve üzeri büyüklükteki depremlerden sonra haftalarca, hatta aylarca artçı sarsıntılar görülebileceğini belirtiyor. Yani, bu daha başlangıç olabilir.
Deprem uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, son yaşanan depremin ardından yaptığı açıklamalarda artçı depremlerin olağan bir süreç olduğunu, ancak hafife alınmaması gerektiğini vurguluyor. Ercan’a göre, “Artçılar kendini yeniden dengeleme çabasıdır. Bu denge sağlanana kadar yer kabuğundaki kırılmalar devam eder.”
Peki bu ne anlama geliyor? Şöyle düşünün: Büyük bir taş suya düştüğünde, önce büyük bir dalga olur, ardından daha küçük dalgalar yayılır. İşte artçı depremler de bu küçük dalgaların yer kabuğundaki karşılığıdır. Yani bir süreçtir ve sabırla geçmesi beklenir.
Uzmanların çoğu ortak bir noktada buluşuyor: "Risk tamamen geçti demek mümkün değil ama paniğe de gerek yok." Çünkü panik, hem bireysel hem de toplumsal anlamda en büyük zararı veren unsurlardan biri. Bu süreçte bilgiye dayalı hareket etmek en önemli korunma yöntemi.
Türkiye, üç büyük fay hattının kesişim noktasında bulunan bir ülke. Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu’nun kırıklı yapısı, ülkenin neredeyse tamamını riskli hale getiriyor. 6.2 büyüklüğündeki son deprem de bu aktif fayların bir sonucu olarak ortaya çıktı.
İstanbul, Bursa, İzmir, Elazığ, Hatay gibi şehirler, fay hatlarına yakınlıkları sebebiyle en riskli bölgeler arasında yer alıyor. Bilim insanları, özellikle Marmara Bölgesi için uzun süredir büyük bir depremin beklendiğini vurguluyor. Bu nedenle alınacak her önlem hayati önem taşıyor.
AFAD, deprem sonrası yapılması gerekenlerle ilgili vatandaşları sürekli bilgilendiriyor. Özellikle artçıların yoğun yaşandığı bu dönemde şu önerilere dikkat edilmeli:
Binanızın sağlamlığı kontrol ettirilmeden içeri girmeyin.
Eşyaların devrilmesini önlemek için sabitleme yapın.
Çantanızda mutlaka su, fener, düdük ve temel ihtiyaçlar olsun.
Panik yapmadan, sakin kalın. Bilgi kirliliğine karşı yalnızca resmi kaynakları takip edin.
Bu öneriler, hem sizin hem de ailenizin güvende kalması açısından kritik.
Toplum olarak en büyük zorluklarımızdan biri, sürekli alarmda yaşamak zorunda kalmamız. Psikologlar, bu tür afetlerin ardından yaşanan travmaların toplumda uzun süreli etkiler yarattığını belirtiyor. Uyku problemleri, panik ataklar ve stres bozuklukları en sık rastlananlar arasında.
Ancak bu korkuyla başa çıkmak da mümkün. Bilgi sahibi olmak, hazırlıklı olmak ve süreci anlamak, korkularımızı azaltmanın en etkili yolları arasında. Unutmayın, bilgi korkuyu değil güveni artırır.
Son depremler, Türkiye’deki erken uyarı sistemlerinin ne kadar yeterli olduğu konusunu yeniden gündeme getirdi. Japonya gibi ülkelerde saniyeler öncesinde gelen uyarılar, binlerce hayatı kurtarabiliyor. Türkiye’de de bazı bölgelerde pilot sistemler kurulmuş durumda ama henüz yaygınlaşmış değil.
Uzmanlar bu konuda açık: “Erken uyarı sistemi tek başına yeterli değil. Altyapı, yapı denetimi ve halkın bilinç düzeyi birlikte gelişmeli.”
Betonarme yapıların periyodik olarak denetlenmesi
Fay hattına yakın bölgelerde yapılaşmanın kısıtlanması
Okullarda ve iş yerlerinde zorunlu deprem tatbikatları
Acil durum planlarının her evde hazır olması
Deprem, bu toprakların değişmeyen gerçeği. Bu gerçekle yaşamayı öğrenmek, onu anlamaktan geçiyor. Artçı sarsıntılar gelip geçici gibi görünse de toplum üzerinde derin etkiler bırakabiliyor. Ama panik yerine bilgiyle hareket etmek, hem birey hem de toplum olarak daha sağlam durmamızı sağlar. Bu süreci birlikte atlatmak elimizde.
1. Artçı deprem nedir? Artçı deprem, ana deprem sonrası meydana gelen ve genellikle daha düşük şiddette olan sarsıntılardır. Yer kabuğunun dengeye ulaşma sürecidir.
2. Artçılar ne kadar sürer? Depremin büyüklüğüne göre değişir. 6 ve üzeri depremlerde artçılar haftalar hatta aylarca sürebilir.
3. Artçı deprem daha büyük depreme neden olur mu? Genellikle hayır. Ama istisnai durumlar olabilir. Bu nedenle her sarsıntı ciddiye alınmalıdır.
4. Artçı sarsıntı hissedilmese de olur mu? Evet. Birçok artçı deprem yüzeyde hissedilmeden de gerçekleşebilir.
5. Depremde evime ne zaman dönebilirim? Yetkililer binanın güvenli olduğunu belirttikten sonra dönmeniz en doğrusudur. Acele etmeyin.