10857,17%-0,28
42,45% 0,12
49,10% 0,00
5650,25% 0,28
9257,74% 0,00
Denge mi, Yoksa “Benden Başkası Üstün Olmasın” Doktrini mi?**
Medya90 – Özel Haber
Dünyanın gündeminde yine aynı soru var:
İsrail F-35 kullanırken Türkiye neden dışlanıyor?
Son günlerde tüm televizyon kanallarında, uzman panellerinde ve uluslararası güvenlik analizlerinde tartışılan bu konu, aslında tek bir anlayışa dayanıyor:
İsrail’in “denge” dediği şey, “Benden başka kimse bölgede üstün olmasın” anlayışıdır.
Bu doktrinin resmi adı bile var:
QME – “Qualitative Military Edge”
Yani “Bölgesel Askerî Üstünlük”…
Çünkü ABD, yasalarıyla İsrail’e bölgede sürekli üstünlük garantisi veriyor.
İsrail’in savunma modernizasyonu, bölgesel caydırıcılık ve psikolojik üstünlük üzerine inşa edildi.
Tek sebep teknik değil; tamamı jeopolitik:
SİHA devrimi, Kızılelma, ANKA-3, KAAN…
F-35’e mecbur olmayan bir Türkiye, bazı küresel aktörlerin planlarına uymuyor.
Ankara’nın güçlenmesi demek:
Doğu Akdeniz’de denklemin değişmesi
Kafkasya’da Türk ekseninin güçlenmesi
Ortadoğu’da caydırıcılığın artması
NATO’da pazarlık gücünün yükselmesi
Tam olarak korkulan denge bozulması budur.
Kesinlikle hayır.
Türkiye’nin elinde bugün:
Kızılelma (Muharip İnsansız Savaş Uçağı)
Anka-3 (TİUS)
KAAN (5. Nesil Savaş Uçağı)
Akıncı, Aksungur, TB-3
Siper, Gökdeniz, HİSAR
Atak-2, Gökbey
40+ modern savunma sistemi
Türkiye, F-35 dışlanmasıyla yavaşlamadı, tam tersine hızlandı.
“Bize verilmedi ama biz kendimiz yapıyoruz.”
Bu cümle artık bir savunma stratejisi değil, bir milletin özgüvenidir.
Türkiye F-35 programında kalsaydı, bugün Kızılelma ve KAAN bu hızda ortaya çıkmayacaktı.
F-35’in verilmemesi, dış güçlerin istediği bir zayıflatma değil;
Türkiye’nin beklemediği bir teknoloji sıçraması doğurdu.
İsrail’in F-35 konusundaki tutumunun özeti şudur:
“Bu bölgede benden üstün kimse olmasın.”
Türkiye’nin duruşu ise net:
“Biz kimseyi tehdit etmeyiz ama kimseye de boyun eğmeyiz.”
Ankara, milli savunma doktrini ve caydırıcı güç stratejisiyle kendi F-35’ini üretecek bir yola çoktan girdi.
Bu sadece savunma hamlesi değil, bir medeniyet yürüyüşüdür.