10586,32%0,96
41,26% 0,03
48,31% -0,05
4835,81% 0,53
7864,15% -0,34
Türkiye’de her gün 6 milyon ekmek çöpe gidiyor. Tonlarca sebze ve meyve tarlada kalıyor. Sofralarımıza gelen gıdaların büyük kısmı ya tüketilmeden atılıyor ya da çöpe dökülüyor. Oysa bu israf, sadece ekonomik bir kayıp değil; aynı zamanda vicdani ve ahlaki bir yaradır.
Bugün ülkemizde milyonlarca insan asgari ücretle geçim derdindeyken, her gün çöpe giden ekmek ve yemekler, sessiz bir felaket olarak karşımızda duruyor.
Türkiye, ekmek tüketiminde dünyada ilk sıralarda. Ancak ne yazık ki üretilen ekmeğin büyük bir kısmı yenmeden çöpe atılıyor. Resmî verilere göre günlük 6 milyon ekmek israf ediliyor.
Ekmek, sadece bir besin değil; kültürümüzde “nimet” olarak görülen kutsal bir değerdir. İsraf edilen her ekmek, hem ekonomimize zarar veriyor hem de değerlerimize ihanet anlamına geliyor.
Sadece ekmek değil, sofralarımızdaki yemekler de büyük ölçüde israf ediliyor. Restoranlarda, düğünlerde, lokantalarda artan yemeklerin çoğu çöpe dökülüyor. Aileler de ihtiyaçtan fazla pişirip, kalan yemekleri değerlendirmeden çöpe atıyor.
Bu tablo, hem bütçeleri zorluyor hem de açlıkla mücadele eden dünyaya karşı sorumluluğumuzu hatırlatıyor.
Her yıl tonlarca sebze ve meyve, tarladan toplanmadan çürüyor. Hal ve market zincirlerinde ise yanlış depolama yüzünden gıdaların büyük kısmı ziyan oluyor. Bu israf, üreticinin emeğini boşa çıkarıyor, ülke ekonomisine milyarlarca lira zarar veriyor.
Gıda israfını durdurmanın ilk yolu bilinçli tüketimdir.
Aileler, ihtiyaç kadar alışveriş yapmalı.
Artan yemekler farklı şekillerde değerlendirilmeli.
Çocuklara erken yaşta “nimet bilinci” öğretilmeli.
Belediyeler de toplumsal farkındalık kampanyaları düzenlemeli, artan yemeklerin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağı sistemler kurulmalıdır.
Unutmayalım: İsraf edilen her lokma, sadece paramızı değil; emeğimizi, suyumuzu, elektriğimizi ve doğamızı da tüketiyor. Bir kilo ekmeğin çöpe atılması demek, onun arkasındaki tonlarca buğdayın, litrelere varan suyun, işçinin emeğinin de çöpe gitmesi demektir.
Kur’an-ı Kerim’de, “Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A’râf, 31) buyruluyor. Demek ki israf, sadece ekonomik değil; aynı zamanda imanî ve ahlakî bir sorundur.
Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük miraslardan biri de nimetin kıymetini bilmektir. Sofralarımızdaki israfı azaltmak, bilinçli tüketim alışkanlığı kazanmak ve toplumsal farkındalığı artırmak hepimizin görevidir.
Türkiye’nin sessiz felaketi olan gıda israfını durdurmak için el ele verelim. Çünkü her çöpe atılan lokma, geleceğimizden çalınan bir nimettir.
Sizce Türkiye’de gıda israfını durdurmak için en etkili çözüm ne olabilir? Yorumlarınızı paylaşın.