10857,17%-0,28
42,45% 0,12
49,10% 0,00
5650,25% 0,28
9257,74% 0,00
“Kur’an Kâinatı Okuyor”
SONUÇ BİLDİRGESİ
Gaziantep, 20–21 Kasım 2025
Bilimler Işığında Yaratılış Derneği koordinasyonunda, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Şahinbey Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen IX. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi, Türkiye’nin dört bir yanından ve yurt dışından katılan 51 üniversiteden 150 bilim insanını bir araya getirmiştir.
Fen bilimlerinden sosyal bilimlere, tıptan mühendisliğe, psikolojiden ilahiyata kadar geniş bir yelpazede yürütülen oturumlar, insan ve kâinatın anlamını bütüncül manada yeniden detaylarıyla düşünmek açısından güçlü bir zemin oluşturmuştur. Kongrede sunulan tebliğler, Kur’an’ın kâinata anlam kazandıran mesajları ile bilimlerin ortaya koyduğu düzen, ölçü, oran, matematik, yasalar arasında hayrete düşürecek düzeyde son derece uyumlu bir ahengin bulunduğunu göstermiştir.
Kâinatın işleyişini inceleyen bilimler ile kâinatın sırlarını okuyan ve bildiren vahyin aynı hakikatin iki yüzü olduğunu ortaya koyan bu kongrede, aşağıdaki sonuç bildirgesi kamuoyu ile paylaşılmıştır:
Genetik, embriyoloji, kozmoloji, kimya, biyokimya, istatistik, fizik ve sosyal bilimler gibi farklı disiplinlere ait oturumlarda sunulan bulgularla; canlı ve cansız bütün varlıkların büyük bir ölçülülük, hikmet ve ince ayar içerisinde yaratıldığı ve dolayısıyla bütün bunların tesadüfle açıklanamayacağı anlaşılmıştır.
2. Yaratılış, bütün varlıkları kapsayan evrensel bir ilkedir
Bir hücrenin iç düzeninden yıldızların hareketine, bitki birliklerinden insan ruhunun derinliklerine kadar her alanda gözlenen sistematik yapı; kâinatın başıboş olmadığını ve yaratılışın her an devam eden kesintisiz bir faaliyet olduğunu göstermektedir.
Kongre boyunca bilimsel yöntemlerin, gözleme dayalı araştırmaların ve disiplinler arası analizlerin ortaya koyduğu “nasıllar”, Kur’an’ın sunduğu “niçinlerle” bütünleştiğinde, insanın yerini ve sorumluluğunu anlaması mümkün hâle gelmektedir. Anlamı dışlayan bilim, amacını kaybeder.
Birçok tâbir evrim yerine kullanılmaktadır. Oysaki bunların gerçek manaları aşağıdaki gibidir:
Tekamül, bütün canlıların embriyodan itibaren hayatları boyunca geçirdiği değişimlerin tamamıdır.
Tahavvül, hidrojen ve oksijenin bir araya gelerek su teşkil etmesi gibi elementlerin veya moleküllerin fiziksel veya kimyasal olarak bir halden başka bir hale geçmesidir.
Varyasyon, varyete, ırk ve varyant gibi canlılardaki tür altı gruplarda görülen değişimlerdir.
Evrim olarak ifade edilen bu ve bunlar gibi birçok kavram esasında birer kanundur. Evrim yerine kullanılamaz. Evolüsyon karşılığı olarak kullanılan evrim ise bir canlı türünden bir başka türün meydana geldiğini iddia eden bir görüştür. Milattan önce 650 yılında insanın balıktan meydana geldiğini iddia eden Anaximander’den beri yaklaşık 2600 yıldır bu görüşü ispatlayan herhangi bir bilimsel delil ortaya konulamamıştır. Kongrede, değişimin bir kanun olmakla birlikte evrende sınırsız değişimin olmadığı ifade edilmistir. Canlıların tür altı gruplarında farklı çevrelere uyum sağlamaları için onlara verilmiş olan ve varyasyon denilen sınırlı bir değişim esnekliği bulunduğu belirtilmiştir. Fakat bunun evrim görüşünün ana omurgasını oluşturan türlerin değiştiği iddiasını destekleyen bir değişim olmadığı vurgulanmıştır.
5.Kâinat madde ile sınırlı olmayan estetik bir bütünlük taşımaktadır
İstatistikten optiğe, biyomekanikten kuantuma kadar sunulan çalışmalar; ölçü, oran, düzen ve hesap kavramlarının kâinatta sadece işlevsel değil, aynı zamanda estetik bir bütünlük taşıdığını göstermiştir. Bu estetik ve işlev birlikteliği, kâinatın salt madde olmadığını açık bir şekilde ilan etmektedir.
Embriyonik gelişim, bağışıklık sistemi, protein sentezi, beyin fonksiyonları, davranış bilimleri ve ruh sağlığı alanlarındaki bildiriler; insanın sıradan bir canlı değil, kâinatın anlamını okuyabilen eşsiz varlık olduğunu vurgulamıştır. İnsanı insan yapan özellikler, kör mekanizmalara sığdırılamaz.
Kongrede sunulan müfredat analizleri; seküler bilim dilinin gençlerde anlam boşluğu oluşturduğunu, Kur’an’ın kâinatı okuyan yaklaşımıyla desteklenen bütüncül bilim dilinin ise öğrencilere hem entelektüel yön hem de ruhî denge kazandırdığını ortaya koymuştur. Yeni eğitim modelleri; “anlam, amaç ve değer” eksenine oturtulmalıdır.
Kâinata bakan gözün ufku genişledikçe, hakikatin tablosu daha belirgin hâle gelmektedir. Kâinat bir kitap, Kur’an o kitabın anlamıdır. Bilim ise bu iki metni birlikte okuması gereken bir akıl yolcusudur.
Bu kongre, disiplinler arası iş birliğinin daha güçlü biçimde devam ettirilmesini, yeni araştırma projelerinin başlatılmasını, ulusal ve uluslararası düzeyde paneller ve çalıştaylar düzenlenmesini ve Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’nin her yıl tekrarlanmasını oy birliğiyle tavsiye eder.
Prof.Dr.Osman BİLGİN
IX. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi
Düzenleme Kurulu adına